> dan sonra doldur beni

2 Nisan 2012 Pazartesi

Yaz Gelmiş!

Güneşin yüzünü bir gösterip bir sakladığı şu günler de bana en iyi ada gelirdi.

Hafta sonu güneşi fırsat bilip soluğu Büyükada'da aldım. Hava çok sıcak olmasa da ada bana her zaman ki huzurunu iliklerime kadar hissettirdi yine.
Kokusuna bayıldığım mimoza çiçeğinin zamanı olması da mis gibi kokular eşliğinde keyfime eşlik etti..

Büyükada'nın kısa bir tarihçesini paylaşayım sizlerle;
Yaklaşık 7 yüzyıllık Bizans döneminin elinde bulunan Büyükada diğer İstanbul adaları gibi hapishane ve manastırlarıyla ün kazanmıştır. Bizans döneminde ortaya çıkan taht kavgaları, dini ve siyasi içerikli anlaşmazlıklar sonucunda prensler, prensesler ve din adamları sürgün olarak gönderildikleri adada korkunç işkencelere maruz kalmıştır. 1864 yılında küçük gemilerin hizmete başlaması ile Türklerin Ada'ya yerleşmesi sağlanmış oldu. 1875'de büyük gemilerin düzenli seferleri sayesinde Ada'daki nüfus hızla artmış ve yabancıların  da adaya yerleşimi başlamıştır.

Çok sayıda pansiyon ve otelleriyle İstanbul karmaşasından hızlıca uzaklaşmak ve bambaşka İstanbul sabahına uyanmak istiyorsanız Büyükada en ideal yerlerden biridir.

Kentselleşme adına maalesef adanın simgesi olan atlı faytonlar bir kaç seneye kadar yerini akülü faytonlara bırakacakmış. 


Hiç sıcak ve samimi gelmedi bana o akülü faytonlar!
Bana göre ruhu yok! Ilık rüzgar saçlarınızın arasında dolaşırken at nalı sesleri eşliğinde zambak görüntüleriyle sunulan seyahat zevkini vermeyecektir..

Büyükada'ya gidip yapmadan dönmeyeceğiniz şeyler;

&. Bisikletle ada turu,
&. Fayton ile ada turu hatta,
&. Aya Yorgi Kilisesine çıkmak,
&. Kır Gazinosunda Köfte-Patates,
&. Lokumlu Kurabiye,
&. Midye-Bira ikilisi
&. Külahta dondurma,
&. Damla sakızlı türk kahvesi,
&. Lale sinemasın da acık hava sinema keyfi..

Nacizane önerilerim bunlar :)

Ve mevsimine denk gelirseniz mimosa almadan dönmeyin!  Şansıma cok güzel mimozalar aldım, şimdi masamda güzel kokular eşliğinde günüme eşlik ediyor.

Sevgilerimle,










1 yorum:

  1. Ben de geçen hafta mimoza peşinde adadaydım iki arkadaşımla. En gençleri ben olduğum için bulduğumuz ağaca tırmandım, bize kalan mimozaları topladım. Sonra iskelede kocaman bir demeti de satın almayı ihmal etmedim. Günün sonunda Nazım'ın "Toprak, güneş ve ben. Bahtiyarım" diye biten şiirine gönderme yaparak keyfimi noktaladım: "Dostum, mimozalar ve ben. Bahtiyarım."

    YanıtlaSil